top of page
Yazarın fotoğrafıReha Kuldaşlı

Öykü | Peçe

“Son kontroller… Her şey yolunda mı,” diye sordu odayı dolduran boğuk ses. E., Nasıl yolunda olabilir ki” diyerek sessizce homurdanıp sustu. Teknik açıdan bakıldığında yanlış giden bir şey yoktu; küçük kırmızı ışıklar düzenli aralıklarla yanıp sönüyor, ne E.nin ne de başka bir canlının bildiği harf kombinasyonları belirip kayboluyordu. “Bunu kabul ettiğime inanamıyorum,” diye düşündü E. “Peçenin ötesi. Hiçbir ölümlü geçemedi.”


“Eski filmlerdeki gibi olacağını düşünüyorsan yanılıyorsun,” dedi Doktor. “Muhtemelen hiçbir şey görmeyeceksin. Gözlerimiz peçenin bu tarafında iş görür.”


“O halde neden geçiyorum ki? Bir şey görmeyeceksem bu kadar zahmete neden katlandım? Hem…”


E. sızlanmaya devam ederken Doktor sabırsızlanmaya başlamıştı. “Adayları seçerken salt fiziksel dayanıklılığı değerlendirmenin yanlış olacağını komiteye söylemiştim. Peçenin arkasına geçebilen tek ölümlü olacaksın, bunun anlamını bilseydin diğer tarafta festivaller olup olmadığını merak etmezdin,” diyerek azarladı. “Şimdi rahatlamaya çalış ama ihtiyatı elden bırakma. Unutma, bu projenin kontrolü diğer tarafın elinde. Ne olacağını tamamıyla bilmiyoruz. En kötü senaryoda zahmetine yakışan bir mezar yaptırıp her yıl hatırana çelenk bırakacağız ki bu senin de aklına gelmiştir. Görece iyi senaryolarda da bilincin diğer tarafa saplanıp kalabilir. Böyle bir ihtimalin söz konusu olmadığını söylemeyi isterdim.”


Dalgalanan dokunaçlarıyla havada süzülerek ilerleyen Doktor, hiçbiri aynı anda kapanmayan altı gözünün her birini farklı ekranlara sabitleyip sessizce beklemeye başladı. Sadece birkaç hafta önce tanışmış olsalar da E. ona güveniyordu, korkunç gözlerinden hiçbir şey kaçmazdı.


Havada asılı duran kehribar saate göre bir iki dakika henüz geçmişti ki Doktor bütün gözlerini aniden E.ye çevirdi, “Uyanacağını biliyordum. Ne hissediyorsun? Konuş."


E. anlamadı. Bir anlığına başı dönmüştü, o kadar. “Ne nasıldı?”


“Karşı kıyı, peçenin ötesi. Adına ne dersen,” dedi Doktor kararlı bir sesle. “9 saat 13 dakikadır bilincin kapalıydı. Ben engel olmasaydım diğerlerinin yanına, geri kazanım birimine gönderilecektin.”


“Yani çukura atacaktınız! Anlamıyorum,” dedi E. “Birkaç dakika bile geçmedi ki? Her şey olup bitti mi?


“Merak etme,” diye yanıtladı Doktor. Nemli derisi, ciddileştiği anlarda büründüğü sarı-beyaz tonlarda parlıyordu. “Seni parçalara ayırmak zorunda kalmadan bir yanıt bulabileceğimizi umuyorum.”



Comments


bottom of page