top of page
Yazarın fotoğrafıReha Kuldaşlı

Çeviri | Corpus Hermeticum: VIII[*]



"Var olan hiçbir şey yok olmaz, değişimlerin ölüm ve yok oluş olduğunu söyleyenler yanılgı içindedir"



Şimdi, oğlum, ruh ve beden hakkında konuşmalı, ruhun ne şekilde ölümsüz olduğunu ve bedeni oluşturup dağıtan enerjinin nereden geldiğini söylemeliyiz. Aslında ölümün bununla ilgisi yoktur. Ölüm, “ölümsüz” teriminden ortaya çıkan bir kavramdır: Ya boş bir kullanımdır ya da bir hecenin kaybolmasıyla birlikte[1] “ölümsüz” olan “ölümlü” olarak anlaşılmıştır. Ölüm, yok oluşla ilgilidir ancak kozmostaki hiçbir şey yok olmaz. Kozmos ikinci bir tanrıysa ve ölümsüz, canlı bir varlıksa bu ölümsüz canlı varlığın herhangi bir parçasının ölmesi imkansızdır. Kozmostaki her şey kozmosun parçasıdır; özellikle de insanlık, akıl yürüten canlı.


Tanrı, gerçekte tüm varlıkların ilkidir, sonsuzdur, doğmamıştır, tüm varoluşun zanaatkarıdır. Ancak onun aracılığıyla, onun suretinde ikinci bir tanrı vücut bulmuştur, bu ikinci tanrı onun sayesinde varlığını sürdürür, beslenir ve ölümsüzlük kazanır; o, ölümsüz olduğu için daima yaşayan sonsuz bir baba gibidir. Tanrı, başka bir varlık aracılığıyla vücut bulmamıştır; vücut bulduysa kendi aracılığıyla bulmuştur. Fakat hiçbir zaman vücut bulmamıştır, daima vücut bulmaktadır. Evrenin sayesinde sonsuz olduğu sonsuz varlıktır, kendisi aracılığıyla var olduğu için sonsuz olan babadır. Fakat kozmos, bir babadan meydana gelmiş ve onun aracılığıyla ölümsüz olmuştur. Baba ise dilediği maddeyi alıp ayırmış, ona cismi ve cüssesiyle birlikte küre biçimini vermiştir. Bu küre niteliğini kazandırdığı madde ölümsüzdür, onun maddeselliği de ölümsüdür. Baba, küreye biçimlerin niteliklerini de kazandırmış ve bir mağaraya kapatır gibi kapatmıştır. Onun ardından gelenleri her nitelikle süslemek, vücudun tamamını ölümsüzlükle kuşatmak istemiştir, öyle ki bu vücudun terkibinden ayrılmaya meyleden madde dahi kendisine has düzensizliğine geri dönmez. Çocuğum, madde vücutta değilken düzeni yoktu. Özellikle burada, aşağıdayken[2] madde, niteliklere sahip olan diğer aşağı şeylerin düzensizliğine ve insanların ölüm dediği artış ve azalış özelliğine sahiptir. Fakat bu düzensizlik dünyada yaşayanlar arasında ortaya çıkar; göksel varlıkların vücutları, en başta babadan aldıkları tek bir düzene sahiptir. Bu düzen her birinin tekerrüründe dağılmadan korunur. Bunun aksine, dünyevi cisimlerin tekerrürü, terkiplerinin dağılması demektir ve bu dağılma, dağılmayan cisimler olarak tekerrür etmelerine neden olur; başka bir deyişle ölümsüz olarak. Böylece bir farkındalık kaybı ortaya çıksa da vücutlar yok olmaz.


Babanın iradesine göre ve dünyadaki diğer canlıların tümünden farklı olarak, üçüncü canlı varlık olan insan, kozmosun suretinde vücut bulmuştur; zihne sahip olmanın yanı sıra hem ikinci tanrıyla duygudaşlık ilişkisinde hem de birinci tanrıyla düşünce ilişkisinde bulunur. Zira insanlar ikinci tanrıyı vücut olarak algılarken birinci tanrıyı vücutsuz bir zihin, iyi olarak düşünürler.


- O halde bu canlı varlık yok olmaz mı?


Çocuğum, diline hakim olup tanrının ne olduğunu, kozmosun ne olduğunu, ölümsüz bir canlının ne olduğunu, parçalanamaz bir canlının ne olduğunu anla; kozmosun tanrı tarafından yapıldığını, tanrıda bulunduğunu, bununla birlikte insanın kozmos tarafından yapıldığını ve kozmosta bulunduğunu anla; tanrının her şeyi başlattığını, kapsadığını ve oluşturduğunu anla.



 

* Corpus Hermeticum, Mısır'da yaşadığı düşünülen ve insanlığın en büyük öğretmenlerinden biri olduğuna inanılan yarı mitolojik figür Hermes Trismegistus’a (Üç Kez Yüce Hermes) atfedilen metinlerin toplu adıdır. İlk çevirileri Rönesans döneminde yayımlanmaya başlamış, Katolik Kilisesi'nin öğretilerinin aksine insana yüce bir değer atfeden yeni bir din ve tanrısallık anlayışının gelişmesinde büyük rol oynamışlardır.

[1] İngilizcede ölümlü anlamına gelen “mortal” ile ölümsüz anlamına gelen “immortal” sözcüklerine atıfta bulunuluyor. (ç.n.) [2] Fiziksel dünya kastedilmektedir. (ç.n.)

Comentários


bottom of page